Dark
Light
Today: June 26, 2024
Button with Hover Effect SUPPORT US
Dark
Light
June 18, 2024
10 mins read

BİR ALMAN GAZETESİ BİZDEN RÖPORTAJ İSTEDİ VE YAYINLAMAYI REDDETTİ.

BU DURUMDA YAYINLAMAK BİZE DÜŞTÜ

Bu hafta [06.06.2024] Tagesspiegel‘in araştırma departmanı başkanı red‘den bir röportaj istedi. Claudia von Salzen’in e-postasında sıralanan sorulardan, Tagesspiegel‘in tek bir amacı olduğu ve bunun da araştırma yapmak değil, red‘e iftira atmak olduğu açıkça ortaya çıktı.

Bu röportaj talebinden evvel birkaç hafta boyunca, Almanya’nın en büyük medya kuruluşlarından bir avuç gazeteci, Humboldt Üniversitesi’ndeki öğrenci işgali de dahil olmak üzere Almanya’daki Filistin yanlısı büyük eylemleri bizim “tertiplediğimiz” ve Rusya’ya “yakın” olduğumuz gibi vahşi ve iftira dolu karalamalarla birlikte, X’te red hakkında yanlış iddialar yayınlamışlardı.

Bu, İsrail’in Gazze’ye karşı yürüttüğü soykırım savaşını sorgulamaya cüret eden herkesi karalamak ve taciz etmek için Alman medyasının devletle işbirliği içinde yürüttüğü genel kampanyanın bir parçası.

Bu bağlamda, red’in genel müdürü Hüseyin Doğru, Bayan von Salzen’in sorularını yanıtlamayı kabul etti, ancak tek bir şartla: cevaplarımız kelimesi kelimesine ve kesip biçilmeden yayınlayacaktı. Bayan von Salzen bunu şu sözlerle reddetti: “Alman medyasında her zaman olduğu gibi, bu tür koşulları kabul etmiyoruz.”

BU NEDENLE RÖPORTAJIN TAMAMINI BURADA BİZ YAYINLIYORUZ

Sevgili Bayan von Salzen,

Sorularınızı yanıtlamadan önce iki önemli ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Sorularınızın çoğu, normalde araştırmacı bir gazetecinin ilk başvuracağı yer olan web sitemizdeki Sıkça Sorulan Sorular (SSS) bölümünde zaten yanıtlanmış. Ancak size işinizi nasıl yapacağınızı biz öğretmiş olmayalım; siz, “Alman Medyası” olarak bilhassa 7 Ekim’den bu yana işinizi ne kadar iyi yapabileceğinizi zaten kanıtladınız.

İkinci olarak, seçtiğiniz sorular niyetinizin sadece Alman medyasındaki meslektaşlarınızın X hesaplarında dolaşan karalayıcı iddialarını güçlendirmek olduğunu gösteriyor, bunların içindeki gerçeği araştırmak değil.Bir kez daha bildiğinizden emin olduğum bir şey var ki bu, Alman medyasında çalışan sizlerin gazeteciliğinin temeli.

O halde şimdi başlayalım.

1.YAKIN ZAMANDA İŞGAL EDİLEN HUMBOLD ÜNİVERSİTESİ’NDEN HABER YAPTIĞINIZ DOĞRU MU?

Evet, ekibimiz İsrail’in Gazze’deki soykırımına ve savaş suçlarına dikkat çekmek amacıyla Humboldt Üniversitesi’nin öğrenciler tarafından işgal edilmesi hakkında birinci sınıf röportajlar yaptı. Bilhassa tüm Alman medyasının Filistin yanlısı aktivizmle alakalı yayınları ne yazık ki soykırım sürecinde olan İsrail hükümetinin propagandasından ayırt edilemediği için uluslararası izleyici kitlemizin bu işgale ilgisi büyüktü. Bu nedenle, Almanya’da bu olaylar hakkında daha dengeli bir bakış açısı sunmak için bizim haberlerimize ihtiyaç duyulmakta. Alman devletinin, öğrencilerin Berlin Hür Üniversitesi’ni işgal etme girişimi de dahil olmak üzere, Filistin yanlısı aktivistlere karşı uyguladığı acımasız baskılarla dünya çapında tanınıyor olması da uluslararası izleyici kitlemizin ilgisini uyandırdı. Bu işgal girişimi, şok edici bir polis şiddetiyle karşılandı ve ülke çapında akademisyenler tarafından kınanmasına neden oldu.

2. GÖRÜNÜŞE GÖRE BİNADAKİ İLK MEDYA TEMSİLCİSİ SİZDİNİZ. “ÖĞRENCİ KOALİSYONU” TARAFINDAN PLANLANAN İŞGAL HAKKINDA ÖNCEDEN BİLGİLENDİRİLDİNİZ Mİ VE ÖRGÜTLE NE ÖLÇÜDE BİRLİKTE ÇALIŞIYORSUNUZ?

İlk olup olmadığımızı teyit edemem, ancak çok erken öğrendik çünkü küçük ekibimiz, kısıtlı kaynaklarımıza rağmen, yaptığımız işte çok iyi. Bizler kaynak geliştiren, güven inşa eden ve erişim sağlayan iyi gazetecileriz. Almanya’da bunu yapmak bilhassa kolay oldu. Çünkü burada 7 Ekim’den bu yana doğru, güvenilir ve objektif davranan, İsrail’in Gazze’ye saldırısını objektif bir şekilde -soykırım olarak nitelendiren yegâne gazetecilerden bazılarına sahibiz. Alman gazetecilerin kimi hadiseleri haber yapmamızı “tertiplerimizin” kanıtı olarak nitelendirmeleri de şaşırtıcı. Zira, Alman medyası dışındaki herhangi bir gerçeklikte, Almanya’da Filistin’le eşi benzeri görülmemiş dayanışma hareketindeki en önemli gelişmelerden bazılarına özel erişim sağladığımız için aslında alkışlanmamız gerekirdi. Hakikaten, geçmişte çeşitli hareketlerle ilgili benzer haberlerden dolayı ödüller kazandım. Almanya’da Filistin dayanışma hareketi ve bu hareketin haberleştirilmesi, özellikle de Almanya’nın İsrail’in ikinci büyük silah tedarikçisi olması ve bu silahların Gazze’de savaş suçu işlemek için kullanılması nedeniyle büyük önem taşıyor.

Buna karşılık gazeteniz Tagesspiegel, İsrail’in savaş propagandasını eleştirmeden tekrarladığı için Alman üniversitelerindeki öğrencilerin güvenini kaybetti. Tagesspiegel‘deki meslektaşınız Jan Ebermann ile BM raportörü Francesca Albanese arasında geçen ve Instagram hesabımızda neredeyse 3 milyon kez görüntülenen atışmadan sonra dünya çapında bilinen bu durum kesinlikle bir abartı değil. Bugünlerde dünyanın Alman medyasına nasıl baktığını öğrenmek istemiyorsanız yorumları okumayın.

Ancak hepsi bu kadar değil, haberiniz, Alman devleti tarafından zaten baskı altında tutulan Filistin yanlısı aktivistleri daha da büyük bir tehlike altına soktu. Nadiren gazetenizde Filistin yanlısı hareket hakkında haber yapılmakta ve çoğu Yahudi olan aktivistler “İsrail’den nefret edenler” ve “Antisemit” olarak yaftalanmakta. Ve daha da kötüsü: Gazeteniz bu aktivistlere karşı medya üzerinden yürütülen cadı avına katıldı, isimleri, adresleri ve fotoğraflarıyla birlikte “İsrail’den Nefret Edenlerin Sesi” gibi başlıklar altında yayınladı.

İşte tam da bu yüzden sizden nefret ediyorlar ve bize güveniyorlar. Bu çok basit bir mesele, bir komplo değil. Muhabirlerinizin bizlerle birlikte, özel haber nasıl yapılır ve temel gazetecilik etiği nedir konulu bir eğitime katılmalarından mutluluk duyarız. Bu durum “Alman medyasında alışılagelmiş” bir durum gibi görünmemekte.

3. WEB SİTENİZDE RED. MEDIA’NIN “ÇALIŞMALARIMIZIN ÖNEMİNE İNANAN KURULUŞLARDAN BAĞIŞ ALDIĞINI” BELİRTİYORSUNUZ. ÇALIŞMALARINIZI HANGİ KURULUŞLAR FİNANSE EDİYOR?

Nihayet! Web sitemizi buldunuz! Kariyerinizdeki bir sonraki adım “kopyala-yapıştır” yapmayı öğrenmek olmalı, çünkü cümlenin yarısını görmezden gelmişsiniz. Cümlenin ilk yarısı şöyle: “Hem özel bağışlar hem de çalışmalarımızın önemine inanan kuruluşlardan bağışlar alıyoruz” (vurgu eklenmiştir). Gördüğünüz gibi, gazeteciliğin iktidara karşı gerçeği söyleme gücüne tutkuyla inanıyoruz ve platformumuzu gezegendeki en güçlü kuvvetlerden bazılarına tehdit oluşturan aktivistlere ve hareketlere adıyoruz. Çalışmalarımıza katkıda bulunan kişiler bize bağışta bulundukları takdirde çıkar çatışmaları yaşayabilecekleri ya da desteklerinin kamuoyuna yansıması halinde risk altında olabilecekleri için, anonim kalmayı tercih ediyorlar -dikkate değer işimizi yapabilmek için saygı duymamız gereken bir seçim.

Şimdi işin eğlenceli kısmı geliyor. Sonraki üç soru da yine kaybettiğiniz web sitemizde yanıtlanıyor, sizin için gerçekten bir eğitim seminerine kayıt yapmamız gerekiyor. Aslında aynı soru üç farklı şekilde soruluyor. Bu bize polis tarafından çapraz sorguya alındığımız zamanları hatırlatıyor (bu bir şakaydı).

Tekrar üzerinden geçelim:

4. RED. MEDIA’NIN RUS DEVLETİ TARAFINDAN FİNANSE EDİLEN ÖRGÜTLERDEN VEYA BİR RUS MEDYA HOLDİNG’İNE AİT ŞİRKETTEN PARA ALDIĞI, DOĞRU MU?

5. RED. MEDIA’NIN REDFISH’İ DEVRALDIĞI DOĞRU MU?

6. REDFISH, RUPTLY ŞİRKETİNİN TAMAMINA SAHİP OLDUĞU BİR İŞTİRAKTİ. RED. MEDIA İLE RUPTLY ŞİRKETİ ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR?

İşte SSS‘lerimiz için bir link. Evet, tıklayın. İşte şöyle. Şimdi cevabı iki SSS altında bulabilirsiniz. İlki “Çalışmalarımızı nasıl finanse ediyoruz”. O da ne? Bunun cevabını yukarıda bizzat kendiniz kopyaladınız… gönder tuşuna basmadan önce e-postalarınızı tashih etmeyi de öğretmeliyiz. Burada size yardımcı olabilecek ikinci SSS ise “Red. çalışmaları durdurulmuş olan Redfish’in bir devamı mı?”

ÇALIŞMALARIMIZI NASIL FİNANSE EDİYORUZ

red. media olarak, anlatılan sözün bakış açılarını sorgulayan ve aydınlatan gücüne inanıyoruz. Çalışmalarımız tüm dünyaya yayılıyor, anlatılması gereken sözü ortaya çıkarıyor ve bunları çok geniş kitlelerle paylaşıyoruz. Bunu nasıl başarıyoruz? Üç bileşenden oluşan çeşitli bir finansman modeli aracılığıyla:

Kuruluşlardan ve bireylerden gelen bağışlar: Hem özel bağışlar hem de çalışmalarımızın önemine inanan kuruluşlardan bağışlar alıyoruz. Bu bağışlar, önemli konuları kurumsal çıkarların veya siyasi gündemlerin etkisi olmadan takip etmemizi sağladıkları için çok önemlidir. Bu bağışlar tüm masraflarımızı karşılıyor mu? Hayır. Bu nedenle her zaman çalışmalarımızda bizi destekleyecek yeni kişi ve kuruluşlar arıyoruz.

Okur, takipçi ve destekçilerin katkıları: Okurlarımız, takipçilerimiz ve destekçilerimiz çalışmalarımızın bel kemiğini oluşturuyor. Sadece bize gönderilen öneriler, hikayeler ve makaleler değil, aynı zamanda Patreon aracılığıyla doğrudan bağışlar gibi finansal katkılar da alıyoruz. Bu insanların büyük ya da küçük katkıları misyonumuza olan güvenin ve anlattığımız hikayelere olan bağlılığın bir göstergesidir. Bu destek iş yerimiz ve ruhumuz için paha biçilmezdir.

Sosyal medya reklam gelirleri: Sosyal medya reklam gelirleri şu anda gelirlerimizin çok küçük bir bölümünü oluştursa da çalışmalarımızın finansmanına katkı sunmaktadır. Bu gelir kaynağı sadece finansmana katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda daha geniş bir kitleye ulaşmamıza ve çalışmalarımızı ve misyonumuzu duyurmamıza da yardımcı oluyor.

RED. BU ARADA FESHEDİLEN REDFISH’İN DEVAMI MI?

Hayır, söz konusu iki farklı şirkettir. red. yukarıda da açıklandığı gibi çeşitli kaynaklardan kendisini finanse eden bağımsız bir şirkettir.

red. media’nın kurucusu Hüseyin Doğru ve daha önce redfish’te çalışmış diğer bazı ekip üyelerinin yanı sıra dünyanın dört bir yanından sayısız serbest çalışan eleman, kritik, sosyal ve siyasi meseleleri aydınlatmak ve kolektif haklarımıza odaklanan konuları anlatmak için dijital medyayı kullanma misyonunu desteklemek üzere red.’e katıldı.

Hâlâ kafanız karışık mı? red.’in Rus hükümeti ya da başka bir hükümetle hiçbir ilişkisi yok.

Bu üç soru, araştırmanızın amacının meslektaşlarınızın X hesaplarında dolaşan iddialarını teyit etmek değil, sadece onları tekrar tekrar papağan gibi tekrarlamak olduğunu ortaya koyuyor. Genellikle kötü ünlü bir Alman’a atfedilen meşhur bir söz, günümüzde özellikle Alman gazetecilerin bu yaklaşım konusunda neden dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatmaktadır. O söz şöyledir: “Bir yalanı yeterince sık tekrarla ki, gerçek olsun “.

Claudia (artık sana böyle hitap edebilir miyiz?), Red’deki eğitimini tamamladığında bize başka hiçbir yerde yanıtlamadığımız yeni sorular gönderebilirsin. Bu, özel bilgiler edinmek ve meslektaşların arasında dolaşan bazı iddiaların doğruluğunu kontrol etmek için eşsiz bir fırsat. #GazetecilikHedefleri. İşte sana kapsamlı olmayan bir seçenek listesi:

  1. Neden İsrail perspektifinden değil de Filistin perspektifinden haber yapıyoruz?
  2. Filistinlilerin ve dünyanın dört bir yanındaki destekçilerinin bakış açısına bu kadar ağırlık vererek haber yaparken gazeteci olarak objektif olduğumuzu nasıl savunabiliriz?
  3. Bir yıldan kısa bir sürede bu kadar geniş bir kitleye ulaşmayı ve bu kadar etkileyici bir sosyal medya performansı sergilemeyi nasıl başardık?
  4. Rus hükümeti hakkındaki görüşümüz nedir?
  5. Moskova’nın uluslararası alandaki rolünü nasıl görüyoruz?
  6. Ukrayna’daki savaş hakkında ne düşünüyoruz?

Birazcık da olsa merak etmiyor musun?

7. REDFISH’İN TASFİYESİNDEN SİZ SORUMLU DEĞİL MİYDİNİZ? ŞIRKETIN KALAN VARLIKLARINA NE OLDU?

Evet, orada çalışıyordum ve can sıkıcı işlerde bayağı maharetliyimdir. Bu yüzden bu işin sorumluluğu bana düştü. Kalan tüm varlıklar Redfish’in ana şirketine gitti.

8. ELIZABETH COCKER OLARAK DA BİLİNEN LIZZIE PHELAN’IN BUGÜN RED. MEDIA İÇİN ÇALIŞTIĞI DOĞRU MU?

Gazetenizin tercihleri arasında olan cadı avından, kişisel bilgileri ifşa etmekten ve propagandanızı yutmayanların hayatlarını mahvetmekten vazgeçildiğinde, ekibimiz bu sorduğunuz isimlerin kimler olduklarını ve ne yaptıklarını tüm ayrıntılarıyla anlatmaktan memnuniyet duyacaktır. O zamana kadar, bunu sizin örnek hayal gücünüze bırakıyoruz.

Go toTop

Don't Miss

What’s Behind the Uprising in New Caledonia?

red. spoke to Dominique Fochi, the head of the pro-independence

Así Espían los Policías Españoles a Las Organizaciones Anticapitalistas

La policía española se infiltra en grupos de izquierda Descubre